Deprem uzmanı Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, olası İstanbul depremine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Ercan, 2045 yılına kadar İstanbul’da büyük bir deprem beklemediğini söyledi.
Marmara’da 3 tane deprem beklediğini ifade eden Prof.Dr.Ercan şunların kaydetti:
“Bu depremlerden bir tanesi Küçükçekmece, Sivriada arasında olacaktır. Yaklaşık 7 ila 10 kilometre derinliğinde olacaktır, bu depremin büyüklüğü 6,4 ile 6,7 arasında olacaktır. Hiçbir zaman 7,5 büyüklüğünde bir deprem beklemiyorum. Kıracağı kolda, Büyükçekmece ile Sivriada arasında denizin içinde bir kol kırılacaktır. Kıyıdan 15-20 kilometre Marmara’nın içinde olacaktır. Diğer deprem ise Marmara Ereğlisi’nde olacaktır. Marmara Ereğlisi’nde olacak deprem daha büyüktür. 7 ila 7,2 büyüklüğünde olacaktır. Tam İstanbul sınırı ile Tekirdağ sınırında olacaktır. Bu deprem 7 ila 10 kilometre derinliğinde olacaktır ve kırış boyu daha büyük olacaktır. Büyükçekmece’den başlayarak, Mürefte ve oradan Saros körfezine doğru gidecektir. Saroz körfezi Enez’in olduğu kesimde Edirne sınırlarında üçüncü bir deprem olacaktır. Üçüncü deprem Güney Edirne’deki, Kuzey Ege kısımlarında olacak depremin büyüklüğü 7 ila 7,4 arasında olacak. Bu depremle Edirne’nin güney kesiminde kalan şehirleri etkileyecektir, Edirne’yi de etkileyecektir, önemli bir miktarda sarsacaktır."
“2030 YILINA KADAR DOĞU MARMARA’DA BİR DEPREM BEKLENİYOR”
Ercan, İstanbul ile ilgi olarak ise, "2045 yılından önce İstanbul’dan bir deprem beklemiyorum. Marmara’nın doğusuna geldiğimiz zaman ise 1999 depremi aynı zamanda bir Marmara depremidir. Marmara Depreminin kısa bir süreyle kendini toparlayıp, gerilip yeni bir İstanbul depremi yapma olasılığı yok denilecek kadar azdır. Bu benim için çok şaşırtıcı olur. Yani ben 30 yıl içinde dahi bir deprem beklemiyorum. Doğu Marmara için ise aynı şeyi söyleyemem, özellikle Bolu ile Sakarya çukuru diye adlandırdığım, Bolu, Kaynaşlı, Düzce, Sakarya ve Kocaeli arasında 2030’a kadar önemli olacak yıkıcı bir deprem olacaktır” diye konuştu.
Prof. Dr. Ercan, “Yapısal dönüşüm ve kentsel bozuşum karşıyım. Doğru oturalım doğru konuşalım, çevre bakanı bugün diyordu ki; biz her türlü öneriye açığız diye. İşte size bir öneri, lütfen işin gereği başladığınız gibi işi geriye çevirin. İstanbul sürekli olarak genişliyor, başak kent ve kaya kent yapılıyor, buralarda yapılaşmalar mükemmel. Ama kentin yıkılacak kesimlerini boşaltıp insanları oraya taşıyabiliyorsan bu kentsel dönüşüm. Ama insanlar yine yıkılacak yapılarda yaşıyorlarsa bu kentsel dönüşüm değil ki, İstanbul’u genişletiyorsun gittikçe, sorunlar artıyor, doğudan gelen insanlar buralara göçüyor. Bu kez kültürel çatışma başlıyor ve büyük şehirde yeni sorunlar ortaya çıkıyor” dedi.