İzmir'de toplanan sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve avukatlar
Irak-Suriye Tezkeresi'ne karşı eylem yaptı.
İzmir Barosu önünde saat 18.00'de toplanan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi bir grup avukat cübbeleriyle yürüyüşe geçti. Ellerinde, 'Rojava halkı yalnız değildir. IŞİD'e destek tezkeresine hayır' yazılı pankart taşıyan avukatlar, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde, KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve TTB'nin (Türk Tabipler Birliği) de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütlerinin üyeleriyle bir araya geldi.
Ardından yaklaşık bin kişilik grup, Alsancak Semti'nde yürüyüşe geçti. Gruptakiler sık sık, 'Diren Kobani İzmir seninle', 'Kürdistan IŞİD'e mezar olacak' ve 'Katil IŞİD işbirlikçi AKP' sloganları attı.
Yürüyüşün ardından grup adına DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı basın açıklaması yaptı. Sarı, "Bugün Rojova'da, Kobane'de sadece Kürt halkı değil, tüm insanlık varlık- yokluk mücadelesiyle karşı karşıyadır. IŞİD başta ABD olmak üzere, bölgesel ve uluslararası tüm güçlerin yarattığı, vahşet ve barbarlığın sembolüdür. IŞİD'e karşı halkların verdiği mücadele, insani değerleri, barışı, bölgede yaşayan tüm halkların özgürlüklerini savunma mücadelesidir. Bu mücadele giderek şiddetlenirken, AKP hükümeti, Suriye ve Irak'ta yapılacak askeri operasyonlarla ilgili yetki isteyen tezkereyi meclise getirme hazırlığında. Tezkereye kesin olarak karşıyız. Bu tezkerenin TBMM'den onay almasına karşı demokratik tepkimizi alanlarda göstereceğiz" dedi.
Avukatlar adına açıklamayı ÖHD İzmir Şube üyesi Rotinda Polat Kürtçe, ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Nergiz Tuba Aslan ise Türkçe olarak yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Çeteler, emperyalist güçler, silah tüccarları ve savaş çığırtkanları bugüne kadar olduğu gibi tarihte lanetle anılacak ve vicdanlarda mahkum olacaklardır. Türkiye halkları ancak Kürt kardeşlerinin acısına ortak olarak, Kürdistan topraklarında IŞİD çeteleri eliyle gerçekleştirilen vahşetin önüne geçebilir. Aksi halde yaşanacak her bir ölümden başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere tüm devletler sorumlu olacaktır. Bu nedenle tezkereyi protesto ediyoruz."