Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan 2013 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerine göre, 600 bin 138 çift evlenme kararı verirken, 125 bin 305 çift boşandı. 2012 yılında evlilik için 603 bin 751, boşanma için de 123 bin 325 çift resmi makamlara başvurdu.
TÜİK verilerini değerlendiren İzmir Ekonomi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Kahveci, hızlı kentleşme, eğitim düzeyinin artması ve özellikle de kadınların iş gücü piyasasına daha yaygın olarak katılmasının bu oranları etkilediğini söyledi.
Prof. Dr. Kahveci, “Verilere göre Türkiye’de özellikle 2007 yılına kadar sürekli artış gösteren evlilik oranındaki düşme eğilimi 2013 yılında da devam ettiği görülmektedir. 2013 yılı verilerine göre Türkiye’deki evlilik oranı 7.89 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de evlilik oranlarında azalma yaşanmasına karşın. Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığında, genel evlilik oranları bu ülkelerin çok üzerindedir. 2011 yılı verilerine göre 27 Avrupa ülkesinde kaba evlilik oranı yüzde 4 iken, Türkiye’de bu oran 8’dir” dedi.
Türkiye’de 2003 yılından bu yana boşanma oranlarının sürekli arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Kahveci, 2003 yılında 50 bin 18 çiftin boşandığını, yani binde 0.7 olan boşanma hızının 2013 yılında 125 bin 305 çift ile 1.65’e yükseldiğini söyledi.
Bu oranların Avrupa’da boşanma hızı oranlarına yakın bir seyir izlediğini aktaran Prof. Dr. Kahveci, ülkemizde evli çiftlerin yüzde 40’ının evliliğin ilk beş yılı içerisinde boşandığını belirtti. TÜİK verilerine göre boşanma nedenlerinin yüzde 97 oranında geçimsizlikten kaynaklandığının kaydedildiğini ifade eden Prof. Dr. Kahveci, bu geçimsizlik nedenlerinin irdelenmediğine işaret etti.
‘Boşanma kendi başına toplumsal sorun’
2011 Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması sonuçlarına göre en yaygın boşanma nedenleri olarak, yüzde 27 oranında sorumsuz ve ilgisiz davranmanın gösterildiğini aktaran Prof. Dr. Kahveci, “Boşanma nedenleri olarak yüzde 12 oranında evin ekonomik olarak geçimini sağlamama, yine yüzde 12 oranında aldatma, yüzde 11 oranında dayak ile kötü muamele gösterilmiştir. Genel bir yorumlama getirmek gerekirse boşanmaların kendi başına bir toplumsal sorun olarak irdelenmesinden çok diğer toplumsal sorunların bir uzantısı olarak irdelenmesi gerekir” diye konuştu.
‘Küresel krizin boşanmaya etkisi’
Türkiye’de evlilik oranlarının düşmesi ve boşanma oranlarının yükselmesinin yakın zamanda meydana gelen küresel ekonomik krize bağlanabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kahveci, şunları söyledi:
“Bunun yanında evlilik kurumuna ilişkin kendi toplumsal yaklaşımlarımızı da irdelememiz gerekir. Toplumumuzda hızlı kentleşme, eğitim düzeyinin artması ve özelliklede kadınların iş gücü piyasasına daha yaygın olarak katılmasına rağmen aile-evlilik olgusuna ilişkin geleneksel yaklaşımlar toplumumuzda devam etmektedir. Örneğin, 2011 Aile Yapısı Araştırması’na göre, yüzde 29 oranında 18 yaş altı evliliği görülüyor. Yüzde 53.6 oranında görücü usulü ile evlenme yaşanıyor. Yüzde 14 oranında da akraba evliliği devam ediyor.”