Mesut Özil diyor ki: ...Grindel gibiler için kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde göçmenim. Almanya'da vergi ödememe, okullara bağışta bulunmama, milli takımla Dünya Kupası kazanmama rağmen hala toplumca kabul edilmiyor ve farklı muamele görüyorum. Alman olmak için gerekli ve benim taşımadığım kriterler mi var? Takım arkadaşlarım Lukas Podolski ve Miroslav Klose'nin, Alman-Leh olarak nitelendiğini duymadım. Öyleyse neden Alman-Türk olarak tanımlanıyorum. Türk olduğum için mi? Müslüman olduğum için mi?
Cemil Meriç diyor ki: Bütün Kur'an'lan yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Özil'in 2018'de sorduğu sorunun cevabı 1974'te verilmiş aslında. İkinci Cihan Harbi sonrası Almanya sanayileşecek de savaş yüzünden erkek nüfusu azalmış...
1960'lı yıllarda kol ve kas gücü göçü başlamış Türkiye'den Almanya'ya. Gücü kuvveti yerinde mi diye dişlerine bakılmış "misafir" işçilerin. Sağlık testlerini geçenler kabul edilmiş. Bizim devletimiz de sıkı sıkı tembih etmiş gidenlere, "Almanlar dostumuzdur. Aman ha bizi mahcup etmeyin. Yemek yerken ağzınızı şapırdatmayın. Yemeğin suyuna ekmek banmayın. Sık sık yıkanın. Tırnaklarınızı kesin. Kadınlara sarkıntılık etmeyin vs." diye.
Şu kendimizi Avrupa'ya beğendirme, "bakın biz de sizin gibiyiz" deme zilletinden yavaş yavaş vazgeçiyor olmamız mı acaba, bir fotoğraf karesi yüzünden koparılan kıyametin sebebi?