HAVADAN İKİ BOMBA!

 TCG Anadolu’nun donanmaya teslim töreni, içinde zerre miskal dahi olsa vatanseverlik hisleri bulunan herkesi gururlandırdı. Diğer yanda başta Yunan medyası olmak üzere Batı ülkelerinin ajansları törene önemli yer ayırdılar. Üslupları doğal olarak bir miktar hasetlik içerse de hakkı sahibine teslim etme noktasında cimrilik yapmadılar.

 Merhum Menderes’in tespitiyle memleketin hayrı namına harcanan ne kadar emek, üretilen ne kadar iş varsa hepsine burun kıvıran, bir kulp takan “içimizdeki Batılılılar” ise TCG Anadolu’yu kritik ederken yine şaşırtmadı.

 Türk donanmasında bilmem kaç yıl görev yapmış emekli bir amiral, mezkur geminin “gereksiz” olduğunu kendini paralarcasına ispata çalışırken, hal dilinden ve gözlerinden gerçekte neler hissettiıği açık seçik anlaşılıyordu. Konunun uzmanı olması cihetinden bu konuda kelam etmesi anlaşılabilir elbette.

 Ancak sormayalım mı kendisine Savunma Bakanlığındaki uzmanlar, Genelkurmay karargahı, Deniz Kuvvetlerinin kurmayları bilmiyor da bu hazret biliyor bu geminin gerekli olup olmadığını. 

 Mutat seyircilerinin zihinlerini hamakata uğratacak derecede dezenformasyon içeren yayınlarıyla meşhur Halk TV’de ise adeta TCG Anadolu’yu batırma telaşı vardı.

 Defalarca elifi görüp mertek zannedişine şahit olduğumuz Ayşenir Arslan, bu defa tam bir savunma stratejileri uzmanı edasıyla ortaya konulan eseri küçümserken, asıl bomba Orhan Bursalı’dan çıktı. Hazret, usulca ve  “şuna iki tane çakacaksın ki” edasıyla “havadan iki bombayla...” diye başladı söze.  Kısa bir duraksamadan sonra işin nereye vardığını artık o da anlamış olacak ki “Bu konuları konuşmak zordur” deyip zihninde biriktirdiklerini boca etmekten geri durdu.

Şimdi 40 akıllı, TV’lerde TCG Anadolu’nun ülkemiz açısından son derece önemli bir kazanım olduğunu anlatmak için uğraşıyor. Yani iyi bir şey yap. Sonra da yaptığın şeyin iyi olduğunu kanıtla. Durum bu.

 Türkiye’nin savunma alanında son dönemde yaptığı devrim niteliğindeki atılımlara sürekli kara çalan zümrenin mensupları, her defasında “beşinci kolcu ve mankurt” olduklarına yönelik iddiaları daha da güçlendiyor.

 “Amerika bedava silah veriyor kardeşim, ne diye fabrika kuralım” diyen 1940’lı yılların teslimiyetçi zihniyeti ölmedi, “içimizde” yaşıyor!