Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Medyaradar’a verdiği röportajda yetkinlikleri kendilerinden menkul çokbilmişlerce “havuz medyası” diye sınıflandırılan gazetelerde çalışanlar için “Onlar gazetecilik yapmıyorlar” diyor.
Ya neymiş? “Sadece adı gazete denilen kurumlardan gazeteciliğin gereğini yapanlara belden aşağı vuruyorlar”mış…
Demek ki… Adına gazete denilen her kurumda “ gazetecilik” yapılmayabiliyormuş. Kimi “gazeteler” sadece “birilerine belden aşağı vurma” misyonunu yerine getirmek için varmış.
Atalay ve onun gibi düşünler kimin “gazetecilik yaptığına” ya da kimin “adına gazete denilen kurumlarda birilerine belden aşağı vurduğuna” karar verme konusunda tek otorite değilse, ki değil…
Başkaları “Onların yaptığı gazetecilik değil” denildiğinde kimse kızmasın.
BİR DE CÜMLE KURABİLSE…
Akın Atalay ile konuşan Alev Gürsoy Cimin, Medyaradar’da yazdığına göre “usta röportajcı”ymış!
Şöyle deniliyor başlıkta:
Cumhuriyet'in tepe ismi Medyaradar'a konuştu: Biz onların canını onlar da bizim Can'ımızı yaktı! Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Medyaradar’ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e konuştu. Hem yaşadıkları son süreci hem de Cumhuriyet Gazetesi’ni anlatan Atalay’ın sözleri çok ses getirecek.
İfadeye dikkat buyurun “Biz onların canını Onlar da bizim Can’ımızı yaktı.”
Ne zekice bir kelime oyunu değil mi?
Öznesi “Biz” , yüklemi “yaktı” olan cümleler kurarak, başlık açmak usta röportajcılara has bir hususiyet demek ki.
Ortaokul düzeyindeki bir Türkçe sınavında “aşağıdaki cümlelerden hangisinde özne yüklem uyuşmazlığı vardır” diye sorulsa, seçeneklerden biri de “Biz onların canını Onlar da bizim Can’ımızı yaktı” ise çocukların kahir ekseriyeti diğer şıklara bakmaz bile.