Günlerden bir gün, zamanlardan bir zaman, ülkenin birinde seçim varmış ya o seçim bitmiş şükürler olsun. Kazananlar ve kaybedenler kulüpleri kalabalıklaştı. bir de odun kesicinin ıhh deyicileri var. Onlar kendilerini bilir ama ben sizin için tarif edeyim. Bunlar bir nevi bahiscilerdir. Seçim boyunca kazanması en muhtemel adayın yanında konuşlanırlar. çanta taşır, adayın terini siler. yanına yaklaşanları itip kaktırırlar ki yarasınlar. Bedavacıdırlar, karşılığında bir tek boğaz tokluğu isterler. çoğunlukla yemeği beğenmezler, araçlardan, hoparlörlerden yapılan yayınlardan, soğuktan, sıcaktan, uykusuzluktan, yorgunluktan, ayak, baş, diş vb Allah ne verdiyse uzuv ağrısından şikayet ederler.
Bunların mutlaka oğlu, kızı, damadı, eniştesi, amcası, kuzeni, yeğeni yani akraba tarikatından canından çok sevdiği biri vardır ve bu mutlaka ve mutlaka işsizdir. Seçim sonrası Allah nasip eder de koltuğu oturulursa ilk önce buna şöyle masa başı bir iş bulunacaktır. Masa başı denince aklınıza overlokçuluk gelmesin tabii,şöyle mevki makamı yüksek bir yer olmalı. Maaş+ sigorta+ yol+yemek parası verilmeli ama iş istenmemeli. 24 saat inteneti açık olmalı bu masanın, çayı-kahveyi getirecek bir odacı ile mümkünse sigara içme mekanına yakın bir masa olmalı. Cam kenarı, aydınlık ve havadar bir ofis mutlaka ve mutlaka şartlardan biridir.
Seçim bitmiş ve koltuk alınmışsa hemen harekete geçilir. Çünkü gün al gülüm, ver gülüm günüdür. Kapı önünde kuyruğa girilir, endam hatırlatılır, bizim şu yeğen, kuzen, damat, elti, görümce vs'nin durumu çıtlatılır. Eeee yediğin hurmalar şimdi tırmalar sayın Başkanım.
Bir de sponsorlar vardır. Öyle batılı demokrasilerdeki gibi açık ve net elinde bağış makbuzlu değildir adı geçen ülkenin adı geçen sporlarının. Bunlar el altından, karanlık odalarda, karanlık köşelerde, karanlık yüzlerle sponsor olurlar. bunlar ancak ve ancak tapelerle, videolarla o da gün geldiğinde görülebilirler ama her olaydan sonra da yara almadan kurtulurlar. Siyasi tarihimiz bunların icraatları ile süslüdür.
Bu sponsorlar bir takım ülkelerin bankalarından bin türlü alavere dalavere ile adaylarını desteklerler ve genellikle seçilme şansı olan ve kendisinden elektrik alabildikleri tümüne yaparlar ki, işi bir önceki grup gibi şansa bırakmazlar. Bunlar alçak gönüllüdür, hırsları yüksek değildir. Tüm istekleri bir imzaya bakar. Atıverir artık başkan nasılsa seçildi, koltuğu kaptı. Biraz kat isterler, biraz imara açılacak arazi falan. Öyle çok yükseklerde değildir gözleri mütevazı insanlardır. Ortaya çıkıp da kimsenin başına kakmazlar sponsorluklarını. O derece yani.
Bir de içeriden kaleyi fethetmek için kullanılanlar vardır. Bu gruptakiler, kaleyi satarken, geleceğe de yatırım yaparlar. Kardeşim dedik ya, al gülüm, ver gülüm zamanı geldi. Belediyenin icraatları ile eksikleri, aksakları, kusurları dosya dosya seçim ofislerine taşınırken iyi miydi? Yediğin hurmalar şimdi tırmalar.
Bu üçüncü gruptakiler, bunlar en aç gözlü takımdır, en tehlikeli ve en arsız güruhtur, nüfusu ve yüz ölçümü ne olursa olsun her belediyede bolca yetişir ve kısa sürede çimlenirler. Hepsinin gözü koltuktadır, ileride de başkan koltuğunu kollayacaklardır zaten. Mutlaka müdürlük, bol seyahat, mümkünse bankamatikten maaş çekip, belediyeyle muhatap olmama gibi gerçeküstü hayalleri ve beklentileri vardır. Eskiden BİT'ler varken bir de ikinci maaş beklerlerdi bereket o yol artık tıkandı.
Son grubumuz ise belediye meclis üyeleridir, bunları anlatmak için bir paragfraf yetmez ama kısaca bahsedeyim bir sonraki yazımı hatta yazılarımı bunlara ayırabilirim. hatta ileride bunlar üzerine bir kitap yazacağım. İçlerinde her çeşidi vardır. Yalakası, art niyetlisi, gözü dolapta dümende olanı, arsızı, uğursuzu, ahlaklısı, vatanseveri, centilmeni, hanımefendisi, demokratı, liberali, komünisti velhasıl yok yoktur grubun içinde. Hepsinin de başkanla ayrı bir hukuku, alacak vereceği ve hesabı vardır. bu yüzden öde öde bitmez hatta 5 yıl içinde mutlaka daha da borclanılır.
Ne dedik başta al gülüm, ver gülüm zamanı. Yediğin hurmalar gün gelir tırmalar o gün mazbatanı aldığın gündür. Üzgünüz ama bizim yerel demokrasi böyle işler.