Seçime geri sayım başladı. Yerel seçimler için 30 Mart 2014 günü sandık başına gideceğiz ama bu seçim size de biraz garip gelmiyor mu? Daha hala birçok ilçede ya belediye başkanı ya da meclis üyeliği adaylıkları boş. Kimse atanmamış öyle bekleşip duruluyor. Birçok partide de durum böyle.
Bir yandan da yerel seçimden mümkün olabildiğince yararlanmak isteyenler ortalıkta dolaşıyor.
Hemşehri dernekleri malum her seçim öncesi ortaya çıkıyorlar İzmir'in şu kadarı şuralı, bu kadarı buralı söylemleri dillerinde. Ne demek istiyor ki bunlar? Yani kantarın topuzu bizim elimizde, gönlümüzü hoş tutun oylar size gelsin. Bu feodal bakış açısının bir uzantısıdır ve maalesef pirim verilmektedir.
Oysa ister oralı, ister buralı olsun kimse İzmir gibi bir şehirde sürü psikolojisi ile hareket etmez ve sürü psikolojisinden medet umacak kadar zavallı politikacılar varsa da seçmenini hiç mi hiç tanımıyordur.
Allah aşkına kim Konyalı, Karadenizli, Mardinli, Niğdeli ya da Makedon, Giritli, Kavala, Boşnak kökenli diye kalkıp bu grupların liderlerince işaret edilen adaya oy verecek.
Bu insanların tüm derdi, zoru baskı ve menfaat grubu oluşturmak, bu sayede de prim yapmak, parsayı toplamak.
Artık bu Zübük işi politik gözlüklerin modası geçti gerçekten. Sosyal medyanın çığır açtığı, gençlerin yüzde 60'ının günde en az bir kez girdiği bu ortamın siyasete bile hakim olduğu yerde ucuz politik yolları geçiniz efendim.
Seçmenini tanıyan insanların farklı politikalar üretmelerini bekliyorum ben naçizane. Politika üretmek niye bu kadar zor geliyor politikacıya bu ülkede onu da anlamıyorum. Onun yerine ucuza, kolaya kaçıyorlar ve sürü psikolojisinden medet umuyorlar.
Bakın şu ana kadar dişe dokunur bir slogan, dikkat çekici bir proje ve yeri göğü sallayacak bir ön hazırlık göremedim ben. Müşkülpesentliğimden değil, kısır üretim söz konusu. Bakalım daha neler göreceğiz seçim sürecinde. Bu seçim hayli renkli olacağa benziyor zaten.