2013 hayli sıradışı bir yıl olarak Türk siyasi tarihimize geçecek. Suriye olayları, Gezi olayları, ayakkabı kutuları, paralel devlet, cemaat savaşları vs vs...
2014'ün 30 Mart'ında ise yerel seçimler için start verdik. Bu seçim başka bir seçim olacak. 17 Aralık'ta bunun sinyali verildi. Şimdiye kadar yaşadığımız, gördüğümüz seçimlere hiç benzemeyecek.
Siyasi partilerin çoğu tüm adaylarını belirlemedi henüz. Bu bakımdan da ilginç bir seçim. Seçime üç ay kaldı daha adaylar netleşmedi. Ellerini biraz çabuk tutmaları gerekiyor. Zaman kısa, göz açıp geçinceye kadar biter. Seçim dediğin uzun soluklu maraton gerektirir, yumurta kapıya geldiğinde işe koyulmakla olmaz.
Bu seçim gezi olayları sırasında da gördüğümüz internet olanaklarını iyi kullanma becerisi ile de ilgili olacak. İnternet son derece etkili, ucuz, kolay ve çok geniş kitlelere ulaşma imkanı veren bir araç. İnternetten bir tıkla tüm dünyaya gönderdiğiniz görüntü, fotoğraf, haber, slogan anında milyonlarca izlenmeye ulaşabiliyor.
Ancak interneti çok iyi kullanmayı bilen işin ustası kişiler bunu daha başarıyla uygulayabiliyor. Aksi taktirde mesaj serseri kurşun gibi havada dolaşıyor, yarar yerine onarılmaz zararlar verebiliyor. Konulan bir virgül, bir harf geri dönülmez bir hataya neden olabiliyor.
Seçim çalışmalarında internet medyasından yararlanılması boşu boşuna matbaa masrafı, çevre kirliliği ve seçmene itici gelen savurganlıkları da önleyecektir.
Bu yerel seçimlerde halkın beklentisi çok ama çok önemli. Yönlendirmelerden çok halka kendini en iyi anlatabilen, hedef ve projelerini ortaya koyabilenler yani kendini ifade etme özelliğine sahip olanlar sandıktan zaferle çıkabilecektir. Bunu yapamayanlar da kaba tabir ile nal toplayacaklar.
İzmir ile ilgili yazıp söyleyecek çok şey var. Ancak genel gündem bu aralar o kadar yoğun ki ayakkabı kutuları, veliahtın ifade vermesi, Silivri'dekiler, Silivri'den dışarı çıkmayı başaranlar, sağdakiler, soldakiler, cemaat, hükümet, paralel devlet vs. Henüz yerel politika gündemine giremedik. Ancak başta da belirttiğim gibi seçim yerel, genel gündemin bunu etkileme yüzdesi en fazla yüzde 30 olur. Yüzde 70 ise yerel gündemle belirlenir. O yüzden partiler adaylarını belirleyip yola koyulmalı. Memleket seçim havasına girmeli ama seçim ekonomisine bel bağlayanlar avucunu yalamalı. Artık ekonominin böyle maskaralıkları kaldıracak hali, seçmenin de bunu yiyecek midesi yok. Benden söylemesi.