Son yıllarda yaz ayları geldiği zaman Çeşme ile Bodrum arasında in/out yazıları başlar. Bu yıl Çeşme dolu, Bodrum boş veya bu yaz Bodrum çok pahalı, İstanbullular Çeşme’yi tercih etti şeklinde magazinel haberler yer alır. Halbuki; iki ayağı iki tarafta olan ben bu kıyaslamalara şaşar hatta ticari bulurum. Çünkü; bu iki Ege kasabası birbirine çok benzer güzelliklere, sahillere, paralı plajlara, kalabalığa ve pahalılığa sahiptir! İkisi de artık EGE değil, İSTANBUL’DUR!
Bu rekabetin dışında kendi içlerinde de kıyasıya bir yarış vardır sanki. Çeşme demek ALAÇATI mı demektir? ‘’ Yok, hayır asla!’’ der Çeşme’nin yerlileri. Hatta vakti zamanında ‘’Kim gider Alaçatı’ya?’’ dediklerini bile itiraf ederler. Ee öyleyse Ilıca mıdır?, Dalyan mıdır? Bence bu yıl keşfedilmekte olan Ovacık ile beraber hepsidir. Ozaman ÇEŞME’DİR…
Gelelim Bodrum’a. ‘’Bodrum’a geldim ve hiç beğenmedim. Bodrum bitmiş!’’ diye söylenen arkadaşlarıma sorarım ‘’Nereye geldiniz, nereleri gördünüz?’’ diye…
Bodrum merkezde kalıp, Gümbet’ten çıkmaz iseniz veya ilk aklınıza gelen yer Barlar Sokağı olup, eğlenceyi Halikarnas Disko’da ararsanız siz hala 80’li yılların Bodrum’unda kalmışsınız demektir. Hani; İzmir’e gelip de Kemeraltı’ni gezip ‘’Çok kalabalık, beğenmedim İzmir’i hiç!’’ demek gibidir bana göre. Haksızlıktır yani! Bodrum’un eski halini bilenler saydığım yerleri ancak anılarını yad etmek amacıyla gezerler…
Gelişen ve değişen Bodrum da yıllar içinde nefes alınacak yeni beldelerini yaratmak zorunda kaldı kendi içinde. Yarımadanın adım adım her köşesi ayrı bir cazibe merkezi haline geldi. Öyle ki; herkese, her kesime ve tatil beklentisine göre değişen yeni konaklama ve eğlence merkezleri ile beraber yaşam alanları da arttı…
Tabii ki el değmemiş o güzelim bük, deniz yolu ile ulaşılabilirken bugün artık medyatik Türkbükü olmuştur.
Eskinin süngerci köyü Yalıkavak, Çökertme’den çıkan Halil’in yeri değildir artık. Avrupa’da bile böylesi yok denilen marinası ile tam bir popularite merkezidir.
Gümüşi ışıltılar içinde denize girip, sadece kafasını dinlemek isteyenlerin tercih ettiği, minicik köyünün içinde akademisi bile bulunan Gümüşlük ise tamamen rekabet dışıdır. Kendine has tarzı ve sevdalıları vardır.
Bodrum ve Çeşme’yi birbirine benzer kılan en önemli özellik ise yel değirmenleri arasında sokaklarını süsleyen begonvil ağaçlarıdır…