Doğru ‘’İletişim’’ Karşı Tarafa Rahatsızlık Vermemektir.
Bundan birkaç ay önce İzmir'de haber spikeri Cem Öğretir'in ''Etkili Konuşma ve Doğru İletişim'' ile ilgili seminerine katılmıştım.Günboyu devam eden sunumda iletişim eğitimini almaya devam eden ben aslında hepimizin farkında olmadan nasıl iletişim hataları yaptığımızı gördüm.
Doğru iletişim bir yaşam sanatı demektir, hayatın her alanında, günün her dakikasında içinde bulunduğumuz bir enerjidir iletişim.
O gün blogger duyarlılığımı da unutmadan bol bol notlar almıştım, kısaca özet geçer gibi.
Şimdi altını çizdiğim ve dikkatinizi çekeceğini düşündüğün noktaları paylaşmak istiyorum sizlerle.
İlk temel iletişimin kendi kendimizle kurduğumuz iletişim olduğunu unutmayalım. Bu nekadar sağlıklı olursa, ikili ve sosyal ilişkilerimiz de okadar uyumlu ve başarılı olacaktır!
Öncelikle; etkili iletişim en basit tanımıyla karşı tarafa asla rahatsızlık vermemektir!
Nasıl yani?
Nezaket, samimiyet, fiziki, psikolojik ve özel alanlara karşı gösterdiğimiz saygı kuralları demektir!
Şimdi doğru sınırları bu şekilde belirledikten sonra gelelim detaylardaki ilkelere.
1.Samimiyeti beklemek için samimiyeti göstermek gerekir. İlk siz kendinizi anlatmalı, ifade etmelisiniz. Nasıl söylediğinizin önemi vardır, ne söylediğinizin önemi yoktur!
2.İdeal imge dayatmasına gerek yok! Herkesin imgesi kişiseldir. Bundan uzak durmak gerekir. Çünkü;kişisel gelişim böyle başlar.
Peki ideal imge ne demek?
Size dayatılan imgelerdir. Anne,baba,komşu,mahallenin size dayattığı rollerdir. Sizin kendi imgeniz değildir, kendinizi kendiniz gerçekleştirmelisiniz!
3.Beyninizin içindeki tüm önyargılarınızı kırmalısınız. Onlar kalıplaşmış kodlardır.Bu kodları çözersek,şifreleri açarsak,yapamayacağımız şey yoktur.Kodlar dünyasında yaşamayı bırakmalıyız!
4. Başarmak demek hedef koymak ve ona ulaşmak demektir. Çalışmak, iş, uzmanlık, meslek başarı demek değildir. Hayatımızla ilgili mutlaka bir hedefiniz olmalıdır. Hedefler sadece işimizle, mesleğimizle ilgili değildir!
5. Kendi kendimizle yüzleşmeyi bilmeliyiz. Beyin neye öncelik veriyorsa, olumlu, olumsuz onu yapar. Bahane üretmekten kaçınmalıyız!Gerçekten neye ve neden endişe,kaygı duyduğumuzu itiraf etmeliyiz. Kaygılarımız bizim yol almamızı ve çevre ile uyumlu iletişime geçmemizi engeller.
6. Konuşurken uzun cümleler kurmaktan uzak durmalıyız. Kimsenin vakti yok! Söylediklerimizin ancak %20'si algılanır.Duyduğumuz değil gördüğümüze inanırız, unutmayın!
7. Karşınızdaki insana güven vermek istiyorsanız tek yolu kendinize HAKİM olmaktır. Duygularımızı kontrol altına aldığımız gibi öfke kontrolünü de yapabilmeliyiz.
8. Özgüven sahibi olan insan iletişim kurmaktan, yargılanmaktan korkmaz. Özgüven; stressiz hayat ve ilişki demektir. Özgüven konusunda eksik taraflarımızın farkına varıp,bunları gidermeliyiz.
9. Hayatımızın en büyük iletişim çelişkisi kendimizi anlatmak korkumuzdur. Bunu ancak iç güven ile aşabiliriz.Yani;
- Kendimizi tanıyarak
- Kendimizi severek
- Olumlu düşünerek
- Hedef koyarak
sağlayabiliriz.
10. Duygularımızı ise dış güven ile kontrol ederiz.
Son olarak; dış güven, iç güvenimizi sağlamak için kullanılır. Ne yapmalıyız?
- Olumsuz konuşuyorsanız, kendinizi durdurun.
- Görünüşünüze dikkat edin, hem de kendiniz için!
- Mükemmel olmaya çalışmaktan vazgeçin, kimse mükemmel olamaz!
- Şikayet mekanizmasını yok etmeye çalışın.
- Sizi sürekli eleştirenlerden uzak durun.
- Size gelen olumlu bildirimleri kabul edin, nedenini araştırmayın.
- Dik durun,hissettiğiniz gibi davranın.
Evet, işte ben size özet geçtim siz de kendiniz temize çekin isterseniz.Nekadar doğru iletişim halindesiniz bir test edin,bakalım!Hayatımızın her anı aslında bir sınama,kendi kendimizle bile olsak, değil mi?