Bayram günlerinde, yeni yıl öncesi veya özel günlerin arifelerinde alışveriş merkezlerinin dolup taşmasını artık olağan karşılamaya başladık. Çalışan insanların, iş hayatlarının yoğunluğu nedeniyle şahsi ihtiyaçlarını karşılamak içim haftasonunu beklemeleri ve kendilerine ayırdıkları değerli saatleri alışveriş merkezlerinde kullanmak zorunda kalmaları da belki geçerli bir nedendir AVM çılgınlığı için.
Ancak; alışveriş merkezlerinin insanların tek sosyalleşme alanları olduğunu fark etmek biraz da üzülerek kabul ettiğim gerçektir.
Çok gerekmedikçe haftasonu uzak kalmaya çalıştığım bu merkezlerin birinde şahit olduğum kalabalık beni bir kez daha düşündürdü…
Gözlemlediğim yoğun insan kalabalığı sıradan haftasonunun yaşandığı büyük bir alışveriş merkezinin içindeydi. Yürüyen merdivenlerdeki kalabalığı görünce içeride olağanüstü bir durum var sanıp güvenlikten bilgi almak durumunda kaldım. Hiçbir şey yoktu! Ancak; inanmadım ve ısrarla ilerlerken insanların hallerinden mutlu mesut olduklarını fark edince bu yazıyı yazmak için kendimi eve zor atmış buldum ya da hızla kaçtım diyebilirim…
Gelir düzeyinin hızla aşağılara düştüğü, alım gücünün her geçen gün azalmakta olduğu, kredi kartı borçlularının dikkat çekecek kadar artış gösterdiği bir ülkede alışveriş merkezlerinin bukadar çok sayıda son sürat açılıyor olmalarının hatta dolup taşmalarının nedeni ne olabilir ki?
Alışveriş merkezleri serbest ekonominin nimetleri midir?
Alışverişin vermiş olduğu mutluluğu yaşayarak serotonin salgılayan bizlerin her türlü talebine yetişmek isteyen markaların hizmet anlayışı mıdır?
Haftasonlarını nasıl değerlendireceğini bilemeyen, yok olmakta olan doğada, kendilerine yer bulamayanlara kucak açmış firmaların hayırseverliği midir?
Eş, dost, yakın aile bireyleri ile dahi evlerde buluşup çay, kahve sohbeti yapmayı zahmet olarak görenleri bir araya getirmeyi görev bilmiş markaların evsahipliği midir?
Trafiğin ve kirliliğin bol olduğu, yeşilin yok olduğu sokaklarda kendilerine yer bulamayan çocuklarımıza kucak açmış, sosyalleşmelerini bu güruh halindeki kalabalığın içerisinde sağlamaya çalışan oyun merkezleri midir?
İş hayatının sorunlarından uzaklaşmak isteyen büyüklerin rengarenk, cıvıl cıvıl, kıyafetlerin sunulduğu vitrinlerde kafa dağıttıkları, ellerinde kağıttan kahve kupalarıyla dolanabildikleri yaşam alanları mıdır?
Eee şimdi yazarken düşündüm de iyi ki varmış bu AVMler! Haklı bu kalabalıklar; Ne yapardık bu AVMler olmasaydı? Hatta bugün anladım ki daha çok açılmalılar, insanlar mağdur durumdalar, yetmiyor yetmiyor!! Eee orta gelirliye, dar gelirliye, emekliye, çalışana ücretler de yetmiyor! Kredi kartı borçları da bitmiyor! Düz mantığın işlemediği bir durum kısacası…