Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba,
Keyifle yazdığım bu köşede bir süredir yazı yazamamamın nedeni 2.baharda 2.üniversite eğitimi almamdır.
Hani hayatımızda ilklerin yeri ayrıdır, tadı farklıdır ya, benim için de 2. Üniversitenin tadı çok farklı oldu. Hem de bir üniversite hocası olarak! Öğrencilerimle karşılıklı oturup, ders çalışarak geçti bu yılım. Ne güzelmiş belirli yaş olgunluğu ile yeni, farklı bilgiler edinmek, öğrenmek ve günlük yaşama sokabilmek. 20’li yaşların endişesi, kaygısı olmadan öğrenmek çok daha gerçek anlamakmış, bilgiyi hazmedebilmekmiş. Yine yeniden vize, final sınavlarının heyecanını yaşamak, salon başkanı olarak sınava girmekten daha farklıymış. Sınav kağıtlarını değerlendirirken vizeden acaba ben kaç aldım diye beklemek empati kurmanın en güzel yoluymuş!
Halen çalışıyor olduğum için Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Medya-İletişim bölümü okuyorum. Neden? Öncelikle medyada yazı yazmak ve iletişim kurmak bana keyif verdiği kadar çok şey de öğretti. Paylaştıkça, yazdıkça çoğaldım, çoğaldık. Bu yolculuğa ilk Peteğin Keyif Dükkanı adlı blogumda başladım.
Hayatın içinde biriktirdiklerimi paylaşmak istedim. Bu yolculuk bu köşede devam ederken, kendimi bir internet TV’sinde röportaj yaparken buldum.Tabii mikrofon tutmak, kamera merceğine bakarak konuşmak sınıfta öğrencilerimin gözlerine bakarak, kalem tutarak konuşmaya hiç benzemiyor! Derslerimi canlı canlı 45 dakika boyunca anlatırken, 4-5 cümleyi 4-5 çekimde yapabildim. Ancak hayatıma ayrı bir renk ve ayrı bir bakış geldi. Hem de hiç alışık olmadığım. Haber nasıl yapılırı öğrenmek, seyretmekten, dinlemekten öte birşeymiş. Çok daha zor, çok daha emek istermiş! Kişisel iletişimi bilirdim de siyasal iletişim ayrı bir sanatmış, onu öğrendim.
Kısacası; bu yolculuk esas mesleğim olan İngiliz Dili’ni öğretmekten farklıydı. Ozaman daha akademik bilgiler alabilir daha detaylı öğrenebilirim diye düşünerek hem alaylı hem eğitimli olmak istedim. Yıllardır öğretirken şimdi kendim de bir kez daha inandım ki ‘’ÖĞRENMENİN YAŞI YOK!’’ ve öğretmek gibi öğrenmenin de sonu yok! Kimbilir belki beni bekleyen farklı duraklar daha vardır? Hayatım monotonlaştı, işimden keyif alamıyorum, mesleki metal yorgunluk yaşıyorum, tükenmişlik sendromu yaşıyorum diyenlere de üç şey öneriyorum, Ya blog açın, ya açıktan üniversitede ilgi duyduğunuz farklı bir bölümün eğitimini alın yada ikisini de aynı anda yapın!
Yok artık? İşler, güçler, ev, eş, çocuk varken nasıl olacak derseniz? Ben de ‘’Ee, oluyor işte, bakın! İSTEDİKTEN SONRA, İNANIN HERŞEY OLUYOR, İSTEMEDİKTEN SONRA DA HEP BİR BAHANE BULUNUYOR!’’ derim size… Keyfiniz Bol Olsun