Mesele Halkın Demokratik Partisi (HDP) falan değil... Bu bal gibi Türk Sosyalistlerinin siyasal güç ve meşruiyet arayışlarının yeni bir aşaması. Yeni manivelaları da Kürtçülük. Yani Ertuğrul Kürkçü’nün Kürtçülüğü...
1960 ve 1970’lerde amip tavrı sergileyip ikide bir mitoz bölünmeye uğrayan Marxist-Sosyalistler vardı. Bir kısmı devrimin kırlardan şehirlere, diğer kısmı ise şehirlerden kırlara olacağını savunur, bir birleriyle kıyasıya mücadele ederler ve hatta zaman zaman birbirlerini öldürürlerdi.
TKP (Türkiye Komünist Partisi), THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu), THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cepheciler), DHKP (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi), Dev-Genç, Dev-Sol, Dev-Yol, Haklın Kurtuluşu, Halkın Yolu gibi bir sürü illegal örgütlerle halkın cılkını çıkarmışlardı.
Legal-illegal bütün Marxist-Sosyalist örgütler, zamanla minimalize olup yok oldular veya şekil değiştirerek devam ettiler. Ama hiç birinin gücü, 12 Eylül öncesine ulaşmadı. Şimdi bir sürü bölük-pörçük küsurat Sosyalist parti var. Bunların hepsi onların tortusu.
27 Ekim Pazar günü 3. Kongresini gerçekleştiren HDP’nin amacı, bölük-pörçük Sosyalist tabanı, tek çatı altında toplamak. İmralı canisi, THKP-C’nin kurucusu ve lideri Mahir Çayan’ı bu partiye emanet etmiş. Yani bu parti de Marxist bir parti. Kızıldere gazisi (!) ve Mahir Çayan’ın yoldaşı Ertuğrul Kürkçü bu partiye geçti.
Yanında bonus olarak da Sırrı Süreyya Önder var. Eh... Olmasın mı yani?... Adam filmleriyle bir fenomen olmuş... Ağzı laf da yapıyor... Retoriğiyle dinleyeni de büyülüyor... Fıkra baharatlı konuşmalarıyla sempati de topluyor... Bundan iyi sermaye mi olur?...
HDP’nin amacı, Kürt nüfusunun yoğun olmadığı bölgelerde BDP’nin şubesi gibi çalışmak ve marjinal solun da oylarını toparlamak. Bu partinin dinamiği, Kürtlüğe yamanmak... Kürtlük konusu Türkiye’de sürekli gündemde.
Eh...Türkiye’nin zayıf karnı olarak dünyanın da gündeminde. O zaman böyle bir dinamik niye kullanılmasın? Adamlar da bunu yapıyor işte. Mahir Çayan’ın yolunda, üzerine biraz BDP ve PKK sosu dökülmüş bir parti HDP...
Güya BDP’nin çağrıştırdığı kanları, HDP perdesiyle kapatacaklar ve bu halk da bunu yutacak!... Kamuoyuna söyleyecek bir şeyleri kalmamış Türk Marxist-Sosyalistleri, HDP ile bozuk paraları toplayıp bütünlemek düşüyle yola devam ediyorlar.
Bu halkı, HDP perdesinin arkasındaki kanları görmeyecek kadar enayi zannediyorlar. Bu perdenin arkasında 1968 yılından beri akıtılan kanlar vardır.
Devrimci evliya mesabesine yükseltilmeye çalışılan Mahir Çayan’ın adı da işlerine yaramayacaktır. İsterlerse Mahir Çayan’ın yanına Ulaş Bardakçı, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, İbrahim Kaypakkaya’yı da eklesinler, gene iflah olmazlar.
Hasılı kelâm pili biten marjinal sol, Kürtçülükle neşv ü nemâ bulmaya çalışıyor ve siyasal gücünü eski fraksiyon mahallelerinden devşirmeye çalışıyor ama nafile!...
Mesele Halkların Demokratik Partisi (HDP) falan değil... Bu bal gibi Türk Sosyalistlerinin siyasal güç ve meşruiyet arayışlarının yeni bir aşaması. Yeni manivelaları da Kürtçülük. Yani Ertuğrul Kürkçü’nün Kürtçülüğü...
1960 ve 1970’lerde amip tavrı sergileyip ikide bir mitoz bölünmeye uğrayan Marxist-Sosyalistler vardı. Bir kısmı devrimin kırlardan şehirlere, diğer kısmı ise şehirlerden kırlara olacağını savunur, bir birleriyle kıyasıya mücadele ederler ve hatta zaman zaman birbirlerini öldürürlerdi.
TKP (Türkiye Komünist Partisi), THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu), THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cepheciler), DHKP (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi), Dev-Genç, Dev-Sol, Dev-Yol, Haklın Kurtuluşu, Halkın Yolu gibi bir sürü illegal örgütlerle halkın cılkını çıkarmışlardı.
Legal-illegal bütün Marxist-Sosyalist örgütler, zamanla minimalize olup yok oldular veya şekil değiştirerek devam ettiler. Ama hiç birinin gücü, 12 Eylül öncesine ulaşmadı. Şimdi bir sürü bölük-pörçük küsurat Sosyalist parti var. Bunların hepsi onların tortusu.
27 Ekim Pazar günü 3. Kongresini gerçekleştiren HDP’nin amacı, bölük-pörçük Sosyalist tabanı, tek çatı altında toplamak. İmralı canisi, THKP-C’nin kurucusu ve lideri Mahir Çayan’ı bu partiye emanet etmiş. Yani bu parti de Marxist bir parti. Kızıldere gazisi (!) ve Mahir Çayan’ın yoldaşı Ertuğrul Kürkçü bu partiye geçti.
Yanında bonus olarak da Sırrı Süreyya Önder var. Eh... Olmasın mı yani?... Adam filmleriyle bir fenomen olmuş... Ağzı laf da yapıyor... Retoriğiyle dinleyeni de büyülüyor... Fıkra baharatlı konuşmalarıyla sempati de topluyor... Bundan iyi sermaye mi olur?...
HDP’nin amacı, Kürt nüfusunun yoğun olmadığı bölgelerde BDP’nin şubesi gibi çalışmak ve marjinal solun da oylarını toparlamak. Bu partinin dinamiği, Kürtlüğe yamanmak... Kürtlük konusu Türkiye’de sürekli gündemde.
Eh...Türkiye’nin zayıf karnı olarak dünyanın da gündeminde. O zaman böyle bir dinamik niye kullanılmasın? Adamlar da bunu yapıyor işte. Mahir Çayan’ın yolunda, üzerine biraz BDP ve PKK sosu dökülmüş bir parti HDP...
Güya BDP’nin çağrıştırdığı kanları, HDP perdesiyle kapatacaklar ve bu halk da bunu yutacak!... Kamuoyuna söyleyecek bir şeyleri kalmamış Türk Marxist-Sosyalistleri, HDP ile bozuk paraları toplayıp bütünlemek düşüyle yola devam ediyorlar.
Bu halkı, HDP perdesinin arkasındaki kanları görmeyecek kadar enayi zannediyorlar. Bu perdenin arkasında 1968 yılından beri akıtılan kanlar vardır.
Devrimci evliya mesabesine yükseltilmeye çalışılan Mahir Çayan’ın adı da işlerine yaramayacaktır. İsterlerse Mahir Çayan’ın yanına Ulaş Bardakçı, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, İbrahim Kaypakkaya’yı da eklesinler, gene iflah olmazlar.
Hasılı kelâm pili biten marjinal sol, Kürtçülükle neşv ü nemâ bulmaya çalışıyor ve siyasal gücünü eski fraksiyon mahallelerinden devşirmeye çalışıyor ama nafile!...